Abdülbâkî Efendi
مدرسة الحافظ عثمان في الأقلام الستة
نبذة عن الفنان
Simkeşhâne Mescidi imâmı Ahmed Efendi'nin oğludur. Sülüs ve nesihi Eğrikapılı Mehmed Râsim Efendi'den meşkedip H. 1158 yılında icâzet almıştır. Babasının vefâtından sonra imâmeti devralarak 1193 yılındaki vefâtına kadar sürdürmüştür. Şâirliği de olan Abdülbâkî Efendi'nin daha ziyade ilmi ve edebi eserlerin istinsahıyla meşgul olduğu bilinmektedir.
Ketebe.org İsmail Orman
Topkapı Sarayı Müzesi'nde tarihsiz Kur'an-ı Kerim'i(E.H. 144) ile H. 1191/M. 1778 tarihli Şeyhü'l-islam Mehmed Es'ad Efendi'nin Lehcetü'l-lugat(E.H. 2022) adlı eseri vardır. H. 1178/M. 1765 tarihli Tevârîh-i Âl-i Osmân adlı eseri ise Almanya Milli Kütüphanesi'nde(Ms.or.oct.2235), H. 1197/M. 1782 tarihli Ahmed Resmî Efendi'nin Sefînetü'r-rü'esâ adlı eseri ise Ankara Milli Kütüphane'dedir.(A 1386). Hattatinden Süleyman Ârif Efendi’nin Hilye adlı eserini de H. 1190/M. 1776 senesinde nesihle istinsah etmiştir.(Esad Efendi, nr. 3585/2).
Türk Hattatları, s. 174; Meşhur Hattatlar, s. 147; Tuhfe-i Hattâtîn, ss. 238-239; Hat ü Hattâtân, s. 115; TSAYK, I, ss 367-368;
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin
Şehremini kurbünde sakindir. Sîmkeşhâne derûnunda vâki’ mescid-i şerifin peder-mânend imametine nâ’il olup hüsn-i hattın sülüs ü neshi nâmdaş-ı Ebü’l-Kâsım Hâce Mehmed Râsim Efendi merhûmun âfitâb-ı meşklerinden iktibâs-ı nûr-ı hüsn-i hat edip izn-i vaz’-ı lafza-i ketebe ile âlî-mertebe olmuşlardır. Sulehâ-yı ümmetten bir şâ’ir-i hoş-âyende-sühandır. İcazetlerine ba’zılar bu târihi gûyâ oldular. Târih:
Sad bârekallâh oldı müyesser - Zeynü’l-ma’ârif bir hayr-mislek
Kim zât-ı Abdülbâkî Efendi - Evsâfı olmaz güncîde-i sak
Me’zûn oldı çün şeş kalemde - Pes hâme eyler tebrîk-i dernek
Şeyh-i zamâne Râsim Efendi - Her meşki ta’lîm itdi yek-â-yek
Elfü müşâbihdür serv-kadde - Sâ’ir hurûfı uşşâkı bî-şek
Terkibi câmi’ ba’z-ı hurûfı - Kürsi-i Şeyh’e benzerse gerçek
Meydân-ı satra cezmi hedefdür - Şîn oldı kavsi her meddi nâvek
Tavr-ı tarîka tâsı mulâbık - Şeyhâne hâsı aynıyla aynek
Nûm devât-ı sîmîn-i üstâd - Mikrâz-ı lâsı inkâra gezlek
Her nokta hâl-i nev-hatta benzer - Sâde güzeldür oldukda münfek
Bes hatt-ı ömri bulsun terakki - Kılsun mübarek Bâri tebârek
Kendi du’âsı iznine târih - Hak hüsn-i hattum ide mübârek (1158)
‘Gınâ-yı kalb” (1193) târihinde âlern-i bakîye rıhlet eyledi.