Ta’lîk
H. 1212 / M. 1797-1798
Galata’daki Arap Cami’nin imâmı Mehmed Efendi’nin oğlu olarak İstanbul’da doğdu. Tahsil-i ilme gayret ettiği gibi hatt-ı ta’like de heves ederek, Mehmed Es’ad Yesari’den hayli müddet meşk görüp H. 1212/M. 1797-1798 senesinde icazet aldı. Eğitimini ikmal eyledikten sonra H. 1208/M. 1793-1974’de müderrislik rü’ûsu alıp târik-i tedrisde ilerleyerek, musûla-i Süleymâniyye’ye sahib oldu. Sâlihzâde Ahmed Es’ad Efendi’nin himayesine girerek, kazaskerliğinde ve daha sonra meşihât makamına ta’yininde mektupculuk hizmetlerinde uzun çok istihdâm edildi. Bu hal üzere iken H. 10 Safer 1228/M. 12 Şubat 1813’de vefât ettiyse de, medfeni ma’lum değildir. Keçecizâde İzzet Molla, vefâtına şu tarihi düşürmüşdür:
Kıldı Mektubî-i Sâlihzâde
Nâme-i rûhunu irsâl-i bekā
Âna mahsus idi nesih ü ta’lik
Kimseler etmedi mislin imlâ
Zât-ı mecmu’a-i mergube idi
Gitdi ânın ile şi’r ü inşâ
Pîr iken eyledi terk-i fâni
Eylesün rûhuna rahmet Mevlâ
Şu’arâ fevtine yazdı tarih
İntikāl eyledi Şâ’ir İhyâ (1228)
Şânîzâde, tarihinde vefâtından bahsederken diyor ki:
Hurde-nüvis-i hatt-ı ta’lik ve mümtâz-ı şu’arâ-yı zemân ve müntehâb-ı füsahâ-yı devrân ve müderrisîn-i kirâmdan tâbirine ân-hakkın her cihetle şâyân olan sâhib-i dîvân-ı âl-i ünvân Mektubî İhyâ Efendi, beyne’l-bülegâ müsellem-i şi’ir ve inşâ ve ta’likin hürde ve şikestesinde mukāllid-i İmâd ve sâhib-i yed-i tûlâ iken, sâ’ir erbâb-ı kemâl-âsâ dahi dest-i mâl ve ikbâl olmağla aralıkda cevâ’iz-i tevârih ve kāsâ’id ve fermâyişi bazı kibâr ile kitâbet-i dîvân ve istinsâh-ı mecmu’a-i ferâ’id ederek cûyende-i tanzîm-i hâl ve ümidvâr-ı def’i melâl idi.
Şânîzâde gibi şân ve şöhret sahibi bir hâkîm-i zû-fünûn, ilm ü fazlını ve hüsn-i hattını fevk-alâde senâ etdiği bir zâtın kemâlini izâha ihtiyâç yokdur. Bu kadar fazl u hüneri ile beraber kādri takdir edilmiyerek “sâ’ir erbâb-ı kemâl-âsâ dahi dest-mâl ü ikbâl” bırakılmasını, “erbâb-ı kemâl” ile birleşüb takbih etmek lâyıkdır.
Zamanın namlı şa’irlerinden olan Şerif İhya Efendi’nin, müretteb divanı bulunmaktadır. Topkapı ve Beyoğlu kışlaları ile Üsküdar’daki Sultan Selim Çeşmesi’nin inşâ kitâbeleri dîvânında mukayyed olup muhtemelen hatları da kendisine ait idi. Ancak bunlardan sadece çeşme kitâbesi mevcuddur.