KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri
KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri

Cihângîrî Mustafa Efendi

Hattat
مدرسة الحافظ عثمان في الأقلام الستة

تاريخ الوفاة H. 1166
M. 1752-1753
محل الميلاد İstanbul-Cihangir
مكان الدفن İstanbul

نبذة عن الفنان

İbrahim Efendi'nin oğlu olduğu ve Cihângîr'de dünyaya geldiği için hattatlar arasında o nisbetle şöhret bulmuş olan Mustafa Efendi, Hüseyin Hablî'nin çıraklarından değerli bir hattattır. Sülüs ve nesihte mâhir, celî yazıda ise üstâd mertebesinde olduğundan Sadrazâm Hekimzâde Alî Paşa'nın yaptırdığı caminin yazıları 1000 kuruş kalem pahasına ona sipâriş edilmişti. Ancak bu caminin yazılarını yazdıktan sonra bir nedenle yazıdan soğuyarak, geçimini çubuk ve geçme yaparak sağlamaya başlayan Cihângîrî Mustafa Efendi, H. 1166/M. 1752 yılında İstanbul'da vefât etmiştir. Nereye gömüldüğü hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır.

الأساتذة

Hüseyin Hablî
الأقلام الستة

التلامذة

no image
Berberzâde İbrahim Efendi
الأقلام الستة

Ketebe.org İsmail Orman

Yazıdan soğuması ile alâkalı olarak şu hikâye nakledilir: Hekimzâde Alî Paşa Cami'nin yazılarını denetlemek üzere ziyârete gittiği gün, bir zâtın kendisine “Bu yazılar kimindir?” diye sorması üzerine, “Benimdir” diye cevap verir. O an arkalarından bir ses, “Sağlıkla yazma!” diye seslenir. Her ikisi de arkalarını dönüp bakarlar, ama kimseyi göremezler. O günden sonra yazıdan soğuyup bir daha eline kalem almaz.

Bir başka rivâyette ise bu yazılar için verilen 1000 kuruşun hâricinde yüklü bir atiyye veya mansıp beklediği, ancak Hekimzâde Alî Paşa’nın cami inşâatı bitmeden azledilerek sürgüne gönderildiğinden, emeline nâil olamadığı için yazıdan soğuduğu nakledilmektedir.

Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin

Tophane kurbünde Cihangir’e mensûp hezârfen bir sevdevî-i pür-mihen zât-ı şerif idi. Hüsn-i hattı Hüseyn-i Hablî’den tedârük eylemiştir. Sadr-ı A’zam Alî Paşa binâ eylediği câmi’-i şerifin celileri bunlarındır; fakat Ömer Efendizâde Mehmed Efendi’nin bir eseri vardır. Mukabelesinde bin kuruş atıyye zuhûr eyledi. Kendi nakleder ki, “İtmâm-ı câmi’ eyyamında ziyâret için bir gün cami’e girdim. Seyrân ederken bir kimesne bana gelip ‘Bu yazılar kimindir?’ dedi. Ben dahi “Benimdir!’ dedim. Derhâl bir kimesne ardımdan ‘Sağlıkla yazma!’ dedi. Dönüp baktım, kat’â kimesne yok idi! O şahs ile ikimiz mütehayyir olduk!” diye naklederdi. Melhuzu olan ikrâm zuhûr eylemeyip tab’ına yazıda fütûr ârız olup ba’zı çubuk ve geçme yapmakla geçinirdi. “Ser-hûş” (1166) târihinde mest-i mey-i mevt oldu. Rahimehullâh.