Kıbrısizade İsmail Hakkı
نبذة عن الفنان
Tersâne Emîni Kıbrıslı Hacı Alî Ağa’nın oğlu olarak H. 1200/M. 1785'te İstanbul’da doğdu. Medrese tahsilini tamamlayıp H. 1220/M. 1805'te tarîk-i tedrîse dâhil oldu. H. 1258/M. 1842'de müddetini doldurunca Selânik Mollası ilmiye sınıfına geçti. H. 1268/M. 1852'de Bursa Mevleviyeti’ne tayin olundu. H. 1274/M. 1857 senesinde de Mekke Pâyesi’ni elde etti. Bu hâl üzere iken H. 1279/M. 1862'de vefât ederek, Koca Mustafa Paşa Cami hazîresine defnedildi.
Ehl-i tarîk bir zât olup dînî ilimlerde engin bilgiye sâhip, tarihe ve ilm-i nücûma meraklı olduğu menkûldür. Şâkirdlerinden Sâmî Efendi tarafından sülüsle yazılan mezartaşı kitâbesi şöyledir:
Mekke-i Mükerreme pâyelûlerinden olub şi’âr-ı ilm ü kemâl ile mevsûf ve ta’lîm-i hatt-ı ta’lîk ile ma’rûf â’rif-i billâh ve muhibb-i hânedân-ı resûl-allâh olan târik-i Sa’diyye meşâyihinden İsmâ’il Hakkî Efendi, rahmetullahi-aleyh. sene, 1279. Ketebehü Sâmî
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Tezkîre-i Fatin’de deniliyor ki:
Muhibb-i
âl-i abâ bir müverrih-i tarih-âşinâ olub da’imâ eshâb-ı kemâle mütevazı’âne
hareket ve erbâb-ı meârif ile câ-becâ tarh-ı encümeni ülfet eyleyerek imrâr-ı
vakt ü sa’at eylemekdedir. Her ne kadar gazel gülük va’disine esbrân değilse de
nazm-ı tarihde[1] Surûrî
Efendi merhûma hem-inan olan müverrihlerden olduğu gün gibi zâhir ve
nümâyândır. Hatt-ı ta’likde mânend-i İmâd meşhur-ı ibâd olan hattâtînden olduğu haysiyyetle kendisinin çırağı
bî-haddi ve şâkirdân-ı bir âdâdı vardır.
Esbâk
Hâleb Vâlisi İşkodralızâde Hasan Hakkî Paşa, 1267 [1851]’de bayram tebrikine
dâ’ir yazdığı tarih menzumesinde diyor ki;
Hazret-i allâme
İsmâ’il Hakkî kim Hudâ
Eylemişdir zâtını fazl
u hüner ile ferîd
Ol yegâne sâhib-i ilm,
ârif-i esrâr-ı Hakk
Tıfl-ı ebced-hân
şâkirdidir ibnül’amîd
Bü’s-sü’ud tâb’ı
latîfinden eder feyz iktibâs
Neyyir-i re’yinden
olur İbn-i Sinâ müstefîd
Şâ’ir-i mu’ciz dem-i
İsâ nefes te’sir-i kelim
Rûh-ı Hakk’dan nutka
geldikçe bulur şevk-i cedîd
Menzumeleri pek azdır. Tab’olunmıyan âsâr ziyâ’a mahkûm olduğundan ihtimâl ki, onun da menzumeleri vardı da zâyi’ oldu.
Ketebe.org İsmail Orman
Şâ’irliğinden, bilhassa da tarih düşürmedeki mahâretinden bahsedilen Tezkîre-i Fatîn’de, “nazm-ı târîhde Surûrî Efendi merhûma hem-inân olan müverrihlerden olduğu” beyân olunan Kıbrısîzâde İsmâ’il Hakkî Efendi’nin hatt-ı ta’likteki kudreti ise “hatt-ı ta’likde mânend-i İmâd, meşhur-ı ibâd olan hattâtînden idi” sözleriyle açıklanmaktadır.
Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’den öğrenmiş olduğu bu kalemde bir hayli şöhret kazanmış ve buna nisbetle şâkirdân beyninde bir hayli rağbet görmüş olan Kıbrısîzâde İsmâ’il Hakkî Efendi’nin, her ne kadar yazısına tesâdüf edilememişse de, Sâmî Efendi gibi bir üstâd-ı mâhiri yetiştirmiş olması, kudretinin delîli sayılabilir. Mehmed Atâ’ullah Dedeefendi ile daha sonra Ali Haydar Bey’e devam eden Çarşambalı Ârif Bey ise tesbit edilebilen diğer tilmizleridir.
Ketebe.org İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Sâmî Efendi bir sabah
yazı arkadaşı Galata Mevlevîhânesi Şeyhi Atâ’ullah Efendi ile beraber ta’lik
hocaları İsmâ’il Hakkî Efendi’nin ziyâretine gitdiklerinde ilm-i nücûma vâkıf
olan hoca efendi, “Bugün sa’at üçde gâyet şiddetli bir zelzele olacakdır.
Tövbe ve istiğfâr ediniz. Açık bir yerde bulununuz, vakt yaklaşıyor, gaflet
etmeyiniz!” der. İki arkadaş,
havf ve haşyet izhâr ederek hocanın altındaki odaya girerler. Mu’ayyen sa’atden
beş-on dakîka evvel şiddetle tepinmeğe başlarlar. Ahşap olan oda çökecek hâle
gelir. Hoca, zelzelenin – beklediği sa’atden evvel – vuku’undan pek ziyâde ürkerek kemâl-i
helecan ve heyecan ile kendini bağçeye atar.
Bir zeman sonra Sâmî Efendi’nin oyununa vâkıf olunca intikām almağa karar verir. Bir mukābele günü Galata Mevlevîhânesi’nde mutrıbhânede otururken, arkasında duran Sâmî Efendi’ye – oradaki dedelere işitdirecek sûretde – “Sâmî, için çıksın. Böyle yerde öyle edepsizlik edilir mi, utanmıyor musun?” diye azarlar.