Yağlıkçızâde Mehmed Emîn Bey
About Artist
Born on 27 Ramadan 1171 AH (6 April 1757 AD), he was the son of Grand Vizier Yağlıkçızade Mehmed Emin Pasha. Following an exceptional education and upbringing in his father's household, he was registered in the Registry of Candidates by Sheikh al-Islam Dürrizade Mustafa Efendi in 1178 AH (1764 AD), during his father's tenure as Reis al-Kuttab (Chief of Scribes). In 1182 AH (1768 AD), by imperial decree, Sheikh al-Islam Pirizade Osman Sahib Efendi appointed him as a müderris at the Firuz Aga Madrasa.
Upon completing his term, he transitioned to the scholarly class, attaining the ranks of Edirne and Mecca. On 15 Jumada al-Awwal 1215 AH (3 November 1800 AD), he was appointed as the acting Qadi of Istanbul. The following year, he was granted the additional rank of Anatolia Judgeship. On 15 Dhu al-Hijjah 1218 AH (27 March 1804 AD), he was reappointed as the Qadi of Istanbul for a second term.
In Rabi al-Awwal 1221 AH (May/June 1806 AD), he was appointed to the position of Anatolia Judgeship, and in Rajab 1223 AH (September 1808 AD), he attained the rank of Rumelian Judgeship. He passed away on 8 Rabi al-Awwal 1224 AH (23 April 1809 AD) and was interred next to his mother, Hafize Hanım, who was buried near the Eyüp Mosque.
Relatives
Masters
Students
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Bizzât yazdığı
terceme-i hâlinden naklen Şânîzâde’nin beyân etdiğine göre, “istidâd-ı
Hudâ-dâd ve şevk-i pederi himmet-’itiyâdları ile istihsâl-i ilm ü ma’rifet
târikine rağbet ve istikmâl-i cevher-i mâhiyet-i âdemiyyet etmeğe gayret” eyledi.
Mukāddimât-ı ulûmu
mevâliden Alâ’iyyeli Kādızâde Mehmed Efendi’den, fıkıh, usûl ve kelâmı
müderrisînden Karamanlı Âbid Efendi’den, nüseh-i seb’ayi ve tefsir-i Beyzavî’yi
Süleymâniyye Cami’ne devamla – Madrubi lâkablı – Çeteli Ahmed Efendi’den, hisab, hendese ve
hey’eti Gelenbevî İsmâ’il Efendi’den öğrendi. Meşâhir-i sudûrdan Tatarcıkzâde
Abdullah Efendi’nin mutavvel derslerine devam etdiği esnâda nücûm ve istihrâc-ı
düstûr ve takvim-i ulûmı da ondan tahsil eyledi.
Fünûn-ı edebiyyeyi – babasının
zeman-ı vezâretinde dîvân kâtibi olan – hâcegândan Nûrî ve Edib Hâfız efendilerden ve âlât-ı irtifâ’iyyeden
rübu’ da’ire ve basıta resmi gibi sanayi’i Nimet Efendizâde’den ve Benlizâde
Efendi’den öğrendi.
Tahsili esnâsında – zeman-ı
hadâsetinden beri – İmâd-ı Rûm
Yesârî Mehmed Efendi’nin meclisine müdâvemetle hatt-ı ta’lik meşk ederek celî,
şikeste ve gubarîde “Sânî-i Yesârî” oldu ve ahz-i icâzetden sonra kendinin de şâkird ve me’zunları
tekessür etdi.
…
Süreyya Bey “muhakkîk, dindâr, fakih ve fâzıl idi.” diyor. Yukarıda bir münâsebetle söylediğim vech ile müteferrikānın fa’idelerine hâvi yazdığı bir mecmu’a kütübhânemde mahfuzdur.