Acem Ahmed Efendi
İshak HocasıŞeyh Hamdullah Aklâm-ı Sitte Ekolü
Sanatkâr Hakkında
Aydın yakınlarındaki Sobuca Köyü'nden Hayreddin Efendi'nin oğlu olup orada doğdu. İlk eğitimini babasının görevi gereği gittiği Güzelhisar'da tamamladıktan sonra Şirvan'a giderek Hoca Ni'metullah Efedi'nin dersine devam etti. Uzun müddet orada kaldığından, Anadolu'ya dönüp Bursa'ya yerleştikten sonra "Acem" lâkabı ile anılmaya başlandı. 1687'de müderris olarak İshak Paşa Medresesi'ne tayin edilen Acem Ahmed Efendi, o esnada Bursa'da görevli bulunan Nefeszâde Seyyid İsmail Efendi'den sülüs ve nesih meşkederek icazet aldı. Ayrıca Halveti şeyhlerinden Niyâzî-i Mısrî’ye intisab ederek dergâhına devam etmiştir. 1689'da ibtiday-ı dahil rütbesi ile Hüdavendigar Medresesi'ne ve bir müddet sonra da Yıldırım Medresesi'ne nakledilen Acem Ahmed Efendi, daha sonra Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa'nın tezkirecisi İshak Efendi'nin mâiyetine girdiğinden,"İshak Hocası" namıyla anılmaya başladı. Nitekim 1691'de Anadolu muhasebecisi olarak Fâzıl Mustafa Paşa'nın Slankamen Seferi'nde bulundu. Ancak paşanın sefer esnasında vefâtı üzerine Bursa'ya döndü. Musulay-ı Sahn rütbesi ile Bayezid Medresesi'nde tedrise devam etti. Daha sonra Muradiye Medresesi'ne nakledildi. Burada iken vefât edip Bursa Deveciler Mezarlığı'nda, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi'nin civarına defnedildi. Oğlu Hocazâde Mahmud Vâkıf Efendi vefatına Ref‘ edip iki elim fevtine târîh dedim Vâlidim Hâce Efendi ede adni menzil beytiyle tarih düşürmüştür. Zehâmşerî'nin Mukaddimâtü'l-edeb ve Tırmizi'nin Şema'ilü'n-nebeviyye adlı eserlerini tercüme etmiş olan Acem Ahmed Efendi, astronomi ve matematik başta olmak üzere tefsir, fıkıh, kelam, mantık, edebiyat ve Arap dili üzerine 35 kadar eser telif etmiştir.
Ketebe.org İsmail Orman
Sülüs, nesih ve kimden meşkettiği bilinmeyen ta'lik hatlarında zamanının önemli isimlerinden biri olan Acem Ahmed Efendi'nin, resmi hizmeti esnasında öğrendiği tevki' ve siyâkat hatlarında da mahir olduğu, ayrıca her sene Ramazan-ı Şerif'de bir mushaf-ı şerif tahrir ederek, Bursa camilerinden birine hediye ettiği nakledilmektedir.
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin
Menteşe veya nefs-i Güzelhisâr-ı Aydın menşe’leri olup diyâr-ı Acem’de seyâhat ve tahsîl-i ulûm u ma’rifet eylemekle evâ’il-i hâlinde Acem Ahmed Efendi derler idi. Sülüs ü neshte hüsn-i hatta ta’aşşuk ve Nefeszâde Seyyid İsmâ’il Efendi’den temeşşuk edip bi’l-hâssa ta’lîk ve tevki’ ve siyâkat gibi aklâmın cümlesinde tefevvuk edip bu takrîb ile sudûr-ı eslâftan Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa dâ'iresine intihâ ve şöhret-i âfâk tezkire-i evvel İshâk Efendi kendine üstâd ittihâz eylemekle şöhret-i şâyi’ası İshâk Hocası lakabı olmuştur. İshak-ı mezbûrun fevtinde mahrûse-i Bursa, Yıldırım Hân Medresesi’ni ihtiyâr ve onda neşr-i ulûm-ı nâfi’a ile karâr üzere iken Köprülüzâde-i Sânî Sadr-ı A’zam Mustafâ Paşa taraf-ı devlete bunları da’vet ve Anadolu muhâsebesiyle azm-i sefere me’mûr oldular. Sadr-ı sa’id sefer-i mezbûrda şehîd oldukta yine Bursa’ya “el-Avdu ahmedu” hükmünce ric’at ü ikâmet eyledi. Bu hâl üzere evkât-güzâr iken kendi güfteleri olan,
Hengâm-ı azm-i râh-ı fena geldi hâzır ol
Başla tedârük-i ademistânı görmeğe
beyti mefhumunca ders ü devri tamâm ve azm-i kütübhâne-i dârü’s-selâm eyledi. Sârbân Şeyh Mehmed Makberesi’nde Müftî-i esbak, sâhib-i târih Kara Çelebizâde Aziz Efendi kabri kurbünde mâh-ı Şa’bân’da defnolunduğu kendi oğlu Vâkıf Mahmûd Efendi’nin bu târihiyle mazbûttur:
Ref’ idüp iki elüm fevtine târih didüm
Vâlidüm Hâce Efendi ide adili menzil (1120)
İshakiyye nâm rub’ risâlesi ve Dâ’ire-i Hindiyye şerhi ve Semt-i Kıble emsâli risaleleri ve Hadîs-i Erba’in ve münşiyâne Şerh-i Şemâ’il ve Şifâ-i Şerife ve Tavâli’e ve Âdâb-ı Miri’ye ve Tehzîb-i Mantık dîbâcesine hâşiyeleri vardır Fenn-i lügatte Mukaddimetü’l-Edeb şerhi, Aksa’l-Ereb Tercümesi ve Manzûme-i Vahdet-nâme ki, kısâs-ı enbiyâdır ve Mu’ammâ Risâlesi ve kendi ismiyle eş’ârı ve sâ’ir âsârı bî-şümârdır.