KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri
KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri

Alî Rızâ Efendi

Bursalı
Hattat
Doğum Tarihi H. 1231
M. 1816
Ölüm Tarihi H. 1323
M. 1906
Doğum Yeri Bursa
Mezar Yeri İstanbul-Üsküdar, Selimiye Dergahı Haziresi

Sanatkâr Hakkında

Sıdkîzâde Mehmed Şerîf Ağa’nın oğlu olarak H. 19 Receb 1231/M. 15 Haziran 1816 tarihinde Bursa’da doğdu. İyi bir tahsilin yanında sülüs, nesih, ta’lik, rık‘a ve dîvânî gbi yazı türlerini meşkederek, Hüdâvendigâr Mütesellimi Hâfız Ağa’nın sayesinde Bâb-ı Hükûmet Kalemi’ne girdi. H. 1251/M. 1835'deki Sûrre-i Hümâyûn’la İstanbul’a giderek Sadâret Mektûbî Kalemi’ne girip ertesi sene hâce ünvânını aldı.

H. 1254/M. 1838’de rütbe-i râbiâ nişânı ile birinci sınıf kâtib oldu ve ardından rütbe-i sâlise ile Bâb-ı Ser-askerî Mektupçuluğu’na tayin edildi. H. 1258/M. 1842’de Mâbeyn-i Hümâyûn’da kâtib-i sâlisliğe getirildi ve Sultan Abdülmecîd’in Anadolu ve Rumeli’ye yaptığı seyâhâtlere iştirak etti. H. 1264/M. 1848’de de kâtib-i sânîliğe yükseldi. H. 1266/M. 1850'ta ûlâ sınıf-ı evveli rütbesi ile Evkaf Nezâreti’ne ve bir sene sonra da Defter-i Hâkanî Emâneti’ne tayin edilen Alî Rızâ Efendi, daha sonra sırasıyla Meclis-i Vâlâ âzâlığında, bâlâ rütbesiyle Anadolu Ordusu Müsteşarlığı'nda, Harem-i Hümâyûn Nezâreti’nde, yeniden Evkaf Nezâreti’nde, Hazîne-i Hassâ Nezâreti’nde, Meclis-i Âlî-i Tanzîmât ve Meclis-i Müzâyede-i İltizâmât âzâlığında bulundu. Sultan Abdülazîz’in cülûsundan sonra, H. 1279/M. 1862-1863’de Anadolu teftişine me’mûr edildi. İki seneye yakın bu hizmette kaldıktan İstanbul'a dönerek Şûrây-ı Devlet’de muhtelif riyâsetlerde görev yaptı.

H. 1293/M. 1876’da Mahkeme-i Temyîz âzâsı iken Sultan Abdülazîz'in ailesinin saraydan çıkarılmasına nezâret etti. Daha sonra Heyet-i Âyân âzâlığı, Sicill-i Ahvâl Komisyonu Riyâseti’nde bulunduysa da H. 1314/M. 1896-1897 senesinde yaşlılığı nedeniyle emekliye sevkedildi. H. 18 Zi’l-ka’de 1323/M. 14 Ocak 1906 tarihinde, 92 yaşında olduğu hâlde vefât etti. Üsküdar'da Selîmiye Dergâhı hazîresinde gömülüdür. Birinci dereceden Osmânî ve Mecîdî nişânlarını hâmil ve Sikke-i Hümâyûn, Ayasofya, Harb, Kars madalyalarına mâlik olan Alî Rızâ Efendi, Hazîne-i Hassâ Nâzırı iken, bazı vükelâya mahsûs olarak yaptırılan oniki madalyanın birini ihrâz eyleme şerefine de mâlik olmuştu.

Ketebe.org İsmail Orman

Alî Rızâ Efendi’nin bilhassa rık‘a ve ta’likte mâhir kâtiblerden olduğu söylenmekteyse de, hocaları hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Simkeşhane-i A'mire'nin kitabesi ona ait olup özel bir koleksiyonda bulunan H. 1288/M. 1871 tarihli, kat’ı tekniği ile oluşturulmuş celî sülüs levhâ, bu yazıda da mâhir olduğunu göstermektedir.

İbnülemin, şahsen tanımış olduğu Alî Rızâ Efendi’yi mütedeyyin, musallî ve afîf bir zât, rık‘a ve ta’likte mâhir, değerli bir kâtib olarak tanıtmaktaysa da, günümüze ulaşmış olan eserleri, ta’likte vasat olduğunu göstermektedir. Senelerce müstahdem kalmış olduğu divân kalemlerinde ise çok daha mâhir olduğu anlaşılmaktadır. Yusuf Kâmil Paşa tarafından Kartal-Yakacık şosesinin kenarında yaptırılan namazgâh taşındaki Hem yolu, hem dahi tarihini kıldı inşâ Şu yolu açdı, güzel, himmet-i Kâmil Paşa beyti onun dest-i hattı olmakla beraber, bu taş bugün mevcut değildir. Öte yandan özel koleksiyonda bulunan H. 1288/M. 1871 tarihli, kat’ı tekniği ile oluşturulmuş celî sülüs levhâ, bu yazıda da mâhir olduğunu göstermektedir.

İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal

Tedricen birinci Osmânî ve Mecidi nişanlarını, sikke-i hümâyûn tashihi, Ayasofya Cami’nin tamiri, harp orduları, Kars madalyalarını ve Hazîne-i Hassâ Nâzırı iken, bazı vükelâya mahsus olarak yapdırılan oniki madalyanın birini ihrâz eyledi.

Bir aydan beri haste olduğu hâlde 18 Zi’l-ka’de 1323[14 Ocak 1906]’de, 92 yaşında vefât etdi. Cenazesi cemm-i gafîr ile kaldırılarak Selîmiyye Dergâhı hazîresine defnedildi

Mütedeyyin, musallî, afîf, Târik-i Mevlevî’ye müntesib idi. Hâfızası metîn, zemanının değerli kâtiblerinden ma’dud idi. Rık’a ve ta’lik yazılarda mâhirdi. O yaşda gözlüksüz okur, yazardı.

Yusuf Kâmil Paşa merhûm tarafından yapdırılan, Kartal-Yakacık şosesinin kenarında kazdırılan ve hâlâ “hayrât kuyu” nâmı ile yâd olunan kuyunun yanında namazgâh ittihâz olunan mahâle dikilen mermer sütundaki[1]

Hem yolu, hem dahi tarihini kıldı inşâ

Şu yolu açdı, güzel, himmet-i Kâmil Paşa

beytini ta’lik ile Rızâ Efendi yazmışdır.

Mukaddema tertib etdiğim Hutût-ı Meşâhir Mecmu’ası’na yazdığı yazı nümûne olarak dercedildi.

 

 

[1] Namazgâhın dört tarafındaki demir parmaklıklar, kenarlarındaki Malta taşları ve Paşa merhûmun halîlesi Prenses Zeyneb Hanımefendi’nin bi’l-âhare yaptırdığı hayrât kahvehâne, hayrı seven(!) birtakım hayırsızlar tarafından yokedilmişdir. Yol tâmiri esnâsında mermer sütun da civarda bir tarlanın çukuruna atılmışdır. Hükûmet nezdindeki mükerrer teşebbüsüm üzerine sütun buldurulub yerine dikdirilmişdir.*

Bizim gibi âsâr-ı hayriyyeyi muhâfaza etmiyen bir millet varsa beri gelsin!

*Y. N.: Ancak İbnülemîn’in tüm çabalarına rağmen, bu sütunun akıbeti de farklı olmamış, belirlenemiyen bir tarihde ortadan kaldırılmışdır.