Esma İbret Hanım
Sanatkâr Hakkında
Ser-hasekiyân-ı Hassâ’dan Ahmed Ağa’nın kızı olarak H. 1194/M. 1780 senesinde İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta iken hüsn-i hatta heves ederek Mahmud Celâleddîn Efendi’den aklâm-ı sitte dersleri almaya başladı. H. 1209/M. 1794-1795 senesinde yazdığı hilye-i sa’adet ile icâzet aldı.
Kaftâncı Mehmed Sâlim Ağa tarafından Sultan 3. Selîm’e takdim edilen bu hilye-i sa’adet hâlen Topkapı Sarayı’nda bulunmakta olup arka tarafında, “hüsn-i hatta tâ’ife-i nisânın fevkinde bir mahârete vâkıf olduğuna şâhid” olan sultanın, ibret alınacak derecede güzel yazan bu kudretli hattâtenin ismine “ibret” ilâve edip 500 kuruş atiyye ve gümrükten kırk akçe yevmiye ihsân ettiği beyân edilmektedir.
Bir müddet sonra hocasının eşi dahi
olan Esmâ İbret Hanım’ın, neredeyse eşi ayarında kuvvetli bir kaleme sahip
olduğu söylenebilir. Eşinden bir müddet sonra vefât etmiş ve zevcinin de medfûn
olduğu Eyüp Nişâncası’ndaki Şeyh Murâd-ı Buhârî Dergâhı’na defnedilmiştir.
Akrabalar
Hocaları
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Sene 1209’da ’Esmâ İbret’ nâm bir duhter-i bâkîre, bâ-tahmin onbeş yaşında olmağla Kaftancı Mehmed Sâlim Ağa, bir takrib işbu hilye-i şerîfe sâhibesi olan Esmâ’nın ta’limlerini hocası Mahmud cüzdanında görüb kendisine ibret gelmeğin işbu hilye-i şerîfi ısmarlayub ve hilâfdır bu hat, tâ’ife-i nisâya çok çok görünmeğin derun-ı hilye-i şerîfde olan kıt’aların her birerlerinin ta’limli getürdüp nazar ve ana dahi itimâd etmeyüp hafi ve celî bazan hânelerine girenlerden yazdığını tashih eyleyüb işbu hilye-i şerîf sahih ol Esmâ’nındır ki, mahâll-i ibret olmağın ketebe aldıkda ismi ’İbret’ tesmiyye olundu. İşbu hilye-i şerîfi şevketlû efendimize ve bir dahi devletlû vâlide sultan efendimize irsâl ve Sâlim Ağa vesatâtı ile takdim olundu. Mukābilinde beşyüz kuruş ihsân ve sağ kırk akçe gümrükden yevmiyye dahi ihsân olarak irsâl eylemiş. İşbu hilye-i şerîfde olan nesihdir. Hem râbıtalı ve kuvvetli tahrir olunmuş. Bir vakti ile bu hattın münkiri zuhur eder ise defi’-i şübhe olmak içün işbu mahâlle muhtasarî şu vech ile şerh verildi ve hattâ hocası Mahmud’a nikâhla verildi.
10
Ekim 1907 tarihli İkdâm Gazetesi’nde, Mahmud Tâhir imzası ile çıkan mekālede,
hattatlıkdaki mehâretini isbatlıyan ilginç bir hikâye nakledilmişdir: Mevsûkān
mervîdir ki, bir Remezân-ı Şerîf’de ekâbirden birisi kendisinden hatt-ı
destiyle muhârrer bir kıt’a En’am-ı Şerîf ister. Fekat o esnâda hazır bulunmaz.
Akşam hânesine avdetinde pek me’yüs ve mütefekkir bulunduğunu müşâhede eden
refîkāsı sebeb-i ye’sini su’al edince cereyân-ı ahvâli hikâye ile izhâr-ı ye’s
eyler. Refîkāsı “Vakıa
ben, sizin yazınızı takliden bir en’am-ı şerîf yazmış isem de matlûb derecede
ziynet ve san’atı hâ’iz olmasa gerekdir,” mukāddimesiyle zevcine ibrâz eder.
Merhûm refîkāsının hatt-ı nesihdeki iktidârına hayran olarak bazı mahâllerini
bir derece tashih ve kendi künyesini ba’de’t-tahrir ertesi gün eser-i latîfi
isteyen zât-ı âlî-kādire isâle müveffak olur. Zevcesi Esmâ – İbret – Hanım’ın hatt-ı
nesihdeki iktidârı ve bir kadının bu derecede hoş şive ile yazı yazması
pekâziyâde takdir edilir.
Ketebe.org İsmail Orman
Bilhassa
nesihte hocası ayarında son derece hoş bir şiveye sahip olan Esmâ İbret Hanım’ın İstanbul Üniversitesi Kütüphânesi’nde H. 1213/M. 1789-1790 tarihli Delâ’ilü'l-hayrât’ı(A.
5566), Türk ve İslam
Eserleri Müzesi’nde de tarihsiz bir hilye-i sa’adeti vardır.