Fehmi Efendi
Fotoğraflar
Sanatkâr Hakkında
Vâlide Mekteb-i Rüşdîsi muallimlerinden Afyonkarahisarlı İbrahim Hilmî Efendi’nin oğlu olarak H. 1276/M. 1859-1860 yılında İstanbul’da doğdu. Babasının görevli olduğu mektepde okudu. Ayrıca Kur’an’ı hıfzetti. Daha sonra Eğinli Kasabzâde Mehmed Efendi’den dînî ilimleri, Sultan Abdülhamîd’in baş-imâmı Hâfız Râşid Efendi’den de kıra’ât ve vücûh dersleri aldı. Aklâm-ı sitteyi de ilk olarak Şefîk Bey’den meşketti. Onun vefâtından sonra da Şevkî Efendi’den istifâde etti.
1881 senesindeki ru’ûs imtihânı ile Bâb-ı Meşihât Mektûbî Kalemi Kitâbeti’ne girdi. 1895’de Teftîş-i Mesâhif Baş-kitâbeti’ne terfi etti. 1902’de de ilâve olarak Teftîş-i Mesâhif Meclisi âzalığına tayin edildi. Uzun yıllar Sultan Abdülhamîd’in büyük kızı Zekiye Sultan’ın Ramazân imâmlığında bulundu.
1908 senesindeki büyük Fâtih
yangınında Aksaray’daki hânesi ile bitişiğindeki fırın ve bakkal dükkânının
küle dönmesi ve 1912 senesindeki tensîkatta emekliye sevkedilmesi ile geçim
derdine düştü. Kayınpederi Hâfız Râşid Efendi’nin hanesine yerleşerek,
Kâğıdçılar Çarşısı’nda dükkân açtı. Yazı yazarak geçimini sağlamaya çalıştıysa
da, 5 Şubat 1915 tarihinde kanserden vefât etti. Maçka Kabristanı’nda
medfundur.
Eserleri
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud kemal İnal
Bayezid’de – şimdi yerinde yeller esen – Kâğadçılar’da dükkân açarak isteyenlere yazı yazmak sûretile zarûretini hafifletmeğe çalışdı. Oradan geçtikce müşteri beklediğini görüb müte’essir olurdum. Nihâyet mesânesine kanser peydâ oldu. Her ne kadar tedaviye itinâ edildiyse de hastelikden kurtulamadı. 5 Şubat 1915 [23 Kanun-i Sânî 1330]’da – kayınpederinin Beşiktaş, Vişnezâde Mahâllesi’ndeki evinde – şedîd ıstıraplar içinde vefât etdi. Maçka Kabristanı’na defnedildi.
Kara sakallı, esmerce, uzunca boylu idi. Yazıda olduğu gibi resimde de mehâreti vardı. Bacanağı, eski mebuslardan Ziyâeddîn Bey, terceme-i hâline dâ’ir verdiği verakāda diyor ki:
Cidden halûk idi.
Herkesi hüsn-i mu’amelesile meftûn ederdi. Hoşsuhbet, safvet-i kalbe mâlik idi.
Remezânlar’da Beşiktaş’da Sinan Paşa Cami’nde hazin bir sadâ ve edâ ile tilâvet
etdiği Kur’an-ı Kerîm’i dinlemeğe şitâb edenler vecd içinde kalırlardı. Hutût-ı
mütenevvi’ada mâhir idi. Tahrir etdiği levhâların etrafını, gâyet küçük
harflerle yazdığı âyat-ı Kur’aniyye’den mürekkeb zarif şekillerle tezyin ederdi.
Bu sûretle levhâları tezhib etdirmek külfetinden vareste bırakır ve levhâlara
bir nefâset bahşederdi.
Ketebe.org İsmail Orman
Aklâm-ı sitteyi ilk olarak Şefîk Bey’den meşkederek icâzet alan Fehmî Efendi, onun vefâtından sonra da Şevkî Efendi’den istifâde etmiştir. Hüsn-i hattaki asıl üstâdı da odur. Özellikle sülüs ve celîsinde mahir olup Mustafa Râkım ekolüne bağlı idi.
Yazılarının büyük kısmı hânesi
ile beraber yandığından elde pek az yazısı kalmıştır. Vaktiyle Ebû’l-ûlâ
Mardin’de bulunan H. 1321/M. 1903 tarihli hilye-i sa’adeti hâlen Süleymaniye
Kütüphânesi’nde olup bazı eserlerine de özel koleksiyonlarda tesâdüf
edilmektedir. Ayrıca Üsküdar Mevlevîhânesi’ne vakfedilmiş olan H. 1298/M. 1880
tarihli Şifâ-i Şerîf’i de
Ankara’daki Millî Kütüphâne’de bulunmaktadır.