Seyyid Mehmed Sa'id Bey
Rif‘atHafız Osman Aklâm-ı Sitte Ekolü
Sanatkâr Hakkında
Babasının H. 1189/M. 1775’te sadârete nasbında mîr-âhûr-ı sânî ve ardından kapıcıbaşı oldu. Daha sonra dört def’a kapıcılar kethüdâsı, üç def’a mîr-âhûr-ı evvel olup H. 1226/M. 1811’de bu görevde iken, Sadrazâm Yusuf Ziyâ Paşa’dan mühr-i hümâyûnu almak üzere orduy-ı hümâyûna gönderildi. Ancak mührü aldıktan sonra rahatsızlanarak, orada vefât etti. Na’şı bilahâre İstanbul’a nakledildiyse de, medfeni tespit edilememiştir.
Hocaları
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar s. 348-349
Mukāddemâ Mercan Yangını’nda yanub yıllarca metrûk olduğu hâlde son senelerde erbâb-ı hayrın
himmet-i diyânet-kârânesi ile ta’mir ve ihyâ edilen Alî Paşa Cami’nin
pencerelerinden birinin iç tarafında, duvara dayalı bir tahta üstüne
yapışdırılmış kâğadda güzel sülüs celîsi ile
Lâ ilâhe illallah Muhammedü’r-rüsûlullah
Ketebehü’l-zünûb Mehmed Sa’id İzzet Paşazâde 1215[1800]
yazılı bir levhâ gördüm idi. Mü’ahhâren oradan kaldırılmışdır. Caminin imâmından sordum, dolapda mahfûz olduğunu söyledi.