Seyyid Mehmed Şâkir Efendi
Hafız Osman Aklâm-ı Sitte Ekolü
Sanatkâr Hakkında
Birgi'de doğdu. Sıbyan mektebini bitirip hıfz-ı Kur‘ân’a muvaffâk olduktan sonra İstanbul’a giderek, akrabasından Hazîne Kethüdâsı Sâlih Efendi’nin dâiresine dâhil oldu. Hâmisinin sâyesinde iyi bir eğitim gördüğü gibi hususi surette mûsıkî ve edebiyât dersleri aldı. Mustafa Kütahi'den aklam-ı sitte meşkine başladıysa da, vefatı üzerine icazet alamadı. Eğitimini tamamladıktan sonra Dîvân-ı Hümâyûn'a hulefâ olarak girdi. Baruthâneler Nâzırı Necîb Paşa’ya yakınlaşmakla hâcegân zümresine alındı.
Vaktinin nâmlı hâfızlarından biri olduğundan, cülusundan sonra bir müddet Sultân 2. Mahmud'un ser-mü’ezzinliğini de yapan Seyyid Mehmed Şâkir Efendi, sultan küme fasıllarına da iştirak etti. Ancak sağlık sorunları yaşamaya başlayınca emekliye sevkedildi. Eyüp’te, Kızıl Mescid civârında bir ev satın alarak inzivâya çekildiyse de derman bulamadı. H. 10 Cemâziye’l-evvel 1237/M. 2 Şubat 1822 tarihinde vefât ederek evin yakınındaki mezarlığa defnedildiyse de, mezarı bugün mevcut değildir.
Ketebe.org İsmail Orman
San‘at erbâbı âlimlerden olduğu menkûl olan Seyyid Mehmed Şâkir Efendi, sülüs ve nesihi evvela Mustafa Kütâhî’den meşketmişse de, vefâtı üzerine tilmizlerinden Hamdullah Efendi’ye devam ederek, H. 1204/M. 1788-1789 senesinde icâzet almıştır. İbnülemin’in neşretmiş olduğu H. 1212/M. 1797-1798 tarihli En‘âm-ı Şerîf’i hâricinde, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi’nde de H. 1217/M. 1802-1803’de nesihle yazdığı Sûr-nâme-i Vehbî adlı eseri(H. 1336) bulunmaktadır. Her iki eser de, Mustafa Kütâhî gibi bir üstâdına şâkirdliğine lâyık olduğuna delâlet etmektedir.