Nesih, Sülüs
H. 1136 / M. 1723-1724
Girit’te doğdu. Nesebi hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’a giderek medreseye girdi. Bu esnada hüsn-i hatta alaka duyarak Hâfız Osman’dan sülüs ve nesih meşketti. Ondan icâzet aldıktan sonra Ağakapılı İsmâ’il Efendi’den de uzun müddet istifade etti.
Eğitimini tamamladıktan sonra
Ağakapısı’na müezzin olup uzun müddet bu görevde kaldı. Emekliye sevkedildikten
bir müddet sonra hastalandı. Uzun müddet hasta yattıktan sonra H. 1166/M. 1752 yılında bir
hayli yaşlı olduğu halde vefât etti. Edirnekapısı civarında medfun olup
mezartaşı kitâbesi İbrahim Nâmık Efendi tarafından yazılmıştır.
Giridi demekle şehirdir. Belde-i mezbûreden fakat berây-ı tahsîl-i hüsn-i hat dârü’l-husûl İstanbul’a kufûl ve nâmdaş-ı câmi'ü’l-Kur’ân Hâfız Osmân Efendi’den temeşşuk ve icâzetiyle dahi bezm-i şehlâ ma’ârife duhûl eylemiştir. Ba’zılar üstâdından izni müyesser olmayıp Ağakapılı İsmâ’il Efendi’den me’zûn oldu dedikleri sühan-ı za’îf ve gayr-ı müstahsendir; lâkin sohbet-i hattiyyeleri vâki’dir. Dergâh-ı âlî yeniçeri ağalarına mü’ezzin ve destârî olmakla Ağakapısı dâhilinde bir hücrede sakin olup ve Sultân Bâyezîd’de Siyâvuş Paşa Sarâyı ittisalinde dahi bir dükkân fevkinde evkât-güzâr olurken, Defterî Behçet Efendizâde Cevdet Efendi istishâb ve bir hücre ta’yîn edip onda sakin iken “azîmet-i rıhlet” (1165) târihinde bekaya tesyîr ve Edirnekapısı ile Topkapısı miyânıda şehrâha müşrif mahalde takbîr olunup hatt-ı seng-i mezârı İbrâhîm-i Nâmık Efendi’nindir.