Farhad Pasha
About Artist
Arnavut asıllı olup genç yaşta alındığı Enderûn-ı Hümâyûn’da tahsil ve terbiye gördükten sonra sarayda bazı küçük memûriyetlerde bulunmuştur. Kanunî Sultan Süleyman’ın Zigetvâr Seferi’nde mâiyetinde bulunduğu gibi, naaşının pây-i tahta nakline nezâret etmiş ve bu münâsebetle kapıcıbaşılıkla saraydan çerâğ edilmiştir. Daha sonra mîr-âhûr ve 1582’de Yeniçeri Ağası olduysa da, birkaç ay sonra azledildi.
Aynı yılın sonlarında Rumeli Beylerbeyi payesi ile İran Seferi’ne serdâr-ı ekrem tayin edilen Ferhâd Paşa, 1584’de Tebriz ve Gence’yi fethedince vezîrlikle taltif edildi. İran Şâhı ile yürütülen müzâkerelerinde de rol alarak, savaşın sona erdirilmesinde büyük hizmette bulundu. Bu başarısı ile evvelâ ikinci vezîrliğe, 1 Ağustos 1591 tarihinde de baş-vezîrliğe tayin edildi. Ancak selefi Koca Sinan Paşa’nın muhâlefeti ve entrikaları nedeniyle sekiz ay sonra azledilerek, ikinci vezîr olarak sadâret kaymakamlığına getirildi.
Koca Sinan Paşa’nın
Avusturya Seferi’ndeki başarısızlığı üzerine 16 Şubat 1595 tarihinde ikinci kez
sadârete getirildi. Bu defa dört ay süren sadâretinde, bir
yandan Eflâk sorununu çözmeye çalışırken, diğer taraftan Koca
Sinan Paşa ile şiddetli bir mücâdele içine girdiyse de, azledilmekten
kurtulamadı. Koca Sinan Paşa’nın
katli için fermân çıkartması sebebiyle bir müddet Metris’deki çiftliğinde
saklandı.
Vâlide Safiye Sultan’ı araya sokarak canını kurtaran Ferhâd Paşa, ondan kesin olarak kurtulmayı kafasına koyan Sinan Paşa’nın Bostanzâde Mehmed Efendi’den aldığı fetvâ üzerine Yedikule Hisârı’na hapsedilmiş ve 1595 senesi Ekim/Kasım ayında katledilmiştir. Na’şı Eyüp’te, Hazret-i Hâlid civârına defnedilmiş ve mezarı üzerine daha sonra türbesi inşâ edilmiştir.
Relatives
Masters
Students
Ketebe.org İsmail Orman
Kaynakların liyâkati ve der-uhde eylediği vazîfelerde gösterdiği fevkalade hizmetleri ile yâd ettikleri Ferhâd Paşa, Koca Sinan Paşa gibi haris bir siyâsetçinin gazâbına uğramamış olsa, şüphesiz çok daha faydalı işlere imza atabilecek kabiliyette bir devlet adamı idi.
Öte yandan Enderûn-ı Hümâyûn’daki eğitimi esnâsında Ahmed Karahisârî’den aklâm-ı sitte dersleri almış olan Ferhâd Paşa, dönemin kültür ve san‘at ortamlarının da önemli simâlarındandı. Resmî görevlerinden fırsat buldukça mushâf-ı şerîf istinsâhıyla meşgul olur, yazdığı Kur‘ân-ı Kerîm’leri satarak, parasını cenâze masraflarının karşılanmasında kullanılmak üzere biriktirirdi. Yazmış olduğu mushâflardan ikisi bugün Türk ve İslâm Eserleri Müzesi ile Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi’nde bulunmaktadır.
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin
İsmi Mehmed olup "Ferhâd" lakabıdır dahi derler. Korucubaşılıktan yeniçeri ağası olup şehzâde-i sâhib-i câmi’ Sultân Mehmed’e dâmâd olmakla Sarây-ı Atîk mukabilinde kendilere bir sarây-ı âlî binâ olunup onda sakin idi. Peçevî ve sâ’ir târihler tasrîhi üzere Ahmed-i Karahisârî merhûmdan hüsn-i hatt-ı sülüs ü neshe ta’aşşukla temeşşuk ve resîde-i kemâl oldukta kuvvet-i Ferhâdâne ile metîn ü şîrîn mesâhif-i güzîn kitabet eylemiştir. Sultân Süleymân ve Selîm Hân eyyâmında vüzerâdan idi. “Rıhlet-i merkad” (982) târihi Şevvâl’inde Ebû Eyyûb-i Ensâri Câmi’i kurbünde Pertev Paşa Türbesi ittisâlinde vâki’ kendi mezâristânında medfûndur. Sadr-ı a’zam olan Ferhâd Paşa ve Kuduz Ferhâd Paşa’dan gayrıdır. Oğlu Mîr Mustafâ dahi bu tuhfede îfâ olunur.