Abdülfettah Efendi
Fotoğraflar
Sanatkâr Hakkında
Sakızlı bir Rum çocuğu iken Sadrazâm Husrev Mehmed Paşa tarafından satın alınarak, onun dairesinde yetişmiş, ser-askerliği zamanında da Bab-ı Ser-askerî'ye alınmıştır. Burada da Arapça, Farsça, hendese ve hesap öğrenmiş, sülüs, celî sülüs, nesih, ta’lik, dîvânî ve rık’a talim ederek icâzet almıştır. H. 1247/M. 1831-1832’de Husrev Paşa’nın divitdârı olmuş, daha sonra bazı muallimliklerde bulunmuştur. H. 1255/M. 1839’da fahri olarak Sadâret Mektubî Kalemi’ne girmiş, H. 11 Receb 1252/M. 4 Haziran 1846’da hâce rütbesi almıştır. Bundan sonra sırasıyla Sivas ve Amasya evkaf müdürü, Saruhan, Kastamonu ve Selânik malmüdürü olup H. 1 Muhârrem 1274/M. 22 Ağustos 1857 tarihinde ser-sikkeken tayin edilmiş, H. 1277/M. 1860-1861’da filifrat imâli için Viyana ve ve ardından Paris’e gitmiştir. H. 1295/M. 1878’de İmhây-ı Kavâ’im Komisyonu âzâlığında bulunan Abdülfettah Efendi, H. 22 Şa’bân 1296/M. 11 Ağustos 1879’da bâlâ rütbesine elde etmiş, ayrıca tedricen birinci rütbeden Mecidî ve birinci rütbeden Osmânî nişanlarına sahip olmuştur. Sultan Mahmud Türbesi hazîresinde medfundur.
Hocaları
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Defninden bahsedilirken Tercemân-ı Hakîkat Gazetesi’nde deniliyor ki:
Merhûm, meşâhir-i hattatînden olub nezâhet-i hutut-ı nefîsesi, arayiş-i enzâr olacak sûretde idi. Derse’adet ile Bursa’daki cevâmi’-i şerîfenin bazılarında avihte-i mevki’-i ta’zim edilmek üzere çekide-i kalemi müşkin eylemiş oldukları elvâh, o derece nazar-rübâdır ki görenler, merhûmun aferin-hân-ı kemâli olmamak kabil olmaz.
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal
1271[1854-1855]’de Bursa’yı tahrib eden büyük zelzelede Ulu Cami’deki yazıların yeniden tahrîr ve tezyininde “icâd ve tanzîm etdiği büyük kalem” ile mihrâbın sağına ve kapuların üstüne celî ve ta’lik yazılar yazdı. Yukarıda söylenen büyük kalemin sür’at ve suhûlet ile yazmasını Sultan Abdülmecid görmek istedi. Vükelâ da hazır olduğu hâlde Hırka-i Se’adet Da’iresi’nde Resûl-ı Ekrem(SAV) efendimizin ism-i şerîflerini yazdı, mazhâr-ı takdir oldu.
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Abdülfettah Efendi sülüs, celî ve ta’likde mehâret-i kâmile sahib idi. Birçok yerde yazıları vardır. 1273-1274[1856-1858] yılları arasında Selânik malmüdîri ve vâli vekîli iken Ravzâ-i Mutahhara’ya takdim olunmak üzere Sultan Abdülmecid tarafından imâl etdirilen şamdanlar – irâde-i senîyye ile – Selânik’e gönderilüb istenilen yazıları pek güzel yazdığından pâdîşâh mahzuz oldu. Bursa’ya ilk gidişimde Ulu Cami’deki yazıları kaydetmişdim. Gâyet büyük bir besmele-i şerîf, yine büyük ve müsennâ olarak işlenmiş “Allah hû”-1275, ta’lik ile muhârrer, gâyet kebîr “Hüve Kur’anün Mecid” -1277 ve yine bir hayli büyük yazılmış Sultan Abdülazîz’in tuğrası-1277. Kastamonu’da Şa’bân-ı Veli hazretlerinin şebekesi, puşîdeleri ve etrafında medfûn olanların puşîdelerindeki kelime-i tevhîd ve sa’ire, Aşağı İmâret Cami’ ile Edirne’de iki caminin bütün hatları, İstanbul’da Süleymâniyye Cami’nin eski hatları tarzındaki yazıları, Hazîne-i Hümâyûn’da mahfûz nâme-i se’adet ile Hazret-i Osmân ve Alî(R.A.) hatları ile mesâhif-i şerîfe muhâfazalarının hâk’i, Sultan Abdülmecid’in imâr eylediği emâkin-i emîriyye, çeşme ve sa’ire tarihleri, Sultan Abdülazîz’in tamir ve tezyin etdiği Fâtih Sultan Mehmed Türbesi’nin puşîdesi ile etrafındaki Feth Sûresi ve elvâh, Hırka-i Şerîfe muhâfazası ile da’ire-i muhteremenin pencere ve kapularındaki perdelerde muhârrer salavât, Bursa’da Osmân Gazi Türbesi’nin puşîdesi, Küçükhamam’da Kadırî Târikatı’na bağlı Şeyh Nûrî Efendi Dergâhı’nın yazıları, Aksaray’da Pertevniyâl Vâlide Sultan Cami’nin dış kapusındaki çeşme tarihleri, Bayezid ve Şehzâde camilerindeki ve Bâb-ı Hümâyûn’un hâric ve dâhiline hâk’edilmiş yazılar, Beylerbeyi Sarayı’ndaki ta’lik âyetler, kasîdeler ve kıt’alar, Sultan Abdülhamid’in hayratından Hamidiyye Cami’ ve Ertuğrul Tekkesi’ndeki levhâlar ve çeşme tarihleri, Ta’limhâne’de inşâ olunan büyük şadırvanın etrafındaki tarihler, Sultan Abdülhamid tarafından İngiltere’deki Cemiyyet-i İslâmiyye’ye ve Girit’deki cami’e hediyye edilen levhâlar, Girit mahkemelerindeki 44 tuğra, Şam’a gönderilen müzeyyen tuğra merhûmun eserlerindendir. Ellerde de birçok levhâsı vardır. Hânedan-ı Âl-i Osmân, Osmânî, İmtiyâz, İftihâr, Sanayi, Tahlisiyye, Girit, Yemen nişan ve madalyaları ile kadınların tezyinâtına mahsus Hamidiyye altınlarını da resim ve hâk’etmişdir
Ketebe.org İsmail Orman
Abdülfettah Efendi'nin Taş üzerine Mahkuk Yazı ve Tuğraları
Sarıyer, Sultan II. Mahmud Çeşmesi Tuğrası - H. 1253/M. 1836
Kuleli Kışlası Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1264/M. 1847
Kuleli Kışlası Sultan Abdülmecid Tuğrası - H. 1264/M. 1847
Kadıköy İskele Camii, Sultan Abdülmecid Tuğrası - H. 1275/M. 1856-1857
Sa'd-abad Camii Sultan Abdülmecid Tuğrası - H. 1276/M. 1858-1859
Şevk-nihal Kadın Mezartaşı Kitabesi (sülüs) - H. 1277/M. 1859-1860
Galatasaray Lisesi Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1278/M. 1860-1861
Gümüşsuyu Kışlası Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1278/M. 1860-1861
Mühendishane-i Berri-i Hümayun Sultan Abdülmecid Tuğrası
Pertevniyal Valide Sultan Çeşmesi Kitabesi (sülüs) - H. 1279/M. 1861-1862
Karagümrük Pertevniyal Valide Sultan Çeşmesi Sultan Abdülaziz Tuğrası - H. 1279/M. 1861-1862
Mekteb-i Harbiye Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1279/M. 1861-1862
Taşkışla Kitabesi (celi ta’lik)
Sa'd-abad Camii Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1279/M. 1861-1862
Hazret-i Yuşa Camii Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1280/M. 1862-1863
Bab-ı Hümayun, Sultan Abdülaziz Tuğrası - H. 1284/M. 1867
Bab-ı Hümayun Kitabesi (sülüs) - H. 1285/M. 1868
Bab-ı Ser-askeri, Sultan Abdülaziz Tuğrası,
Topkapı Sarayı Sultan Abdülaziz Tuğrası - H. 1288/M. 1871
Pertevniyal Valide Sultan Camii Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1288/M. 1871
Pertevniyal Valide Sultan Camii Sultan Abdülaziz Tuğrası - H. 1289/M. 1870
Demirkapı, Ertuğrul Çeşmesi Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1294/M. 1876
Demirkapı, Ertuğrul Çeşmesi Sultan Abdülaziz Tuğrası - H. 1294/M. 1876
Sohum Kalesi Kitabesi (celi ta’lik) - H. 1294/M. 1876
Sohum Kalesi Sultan Abdülaziz Tuğrası - H. 1294/M. 1875
Yıldız Hamidiye Camii Kitabesi (sülüs)
Ertuğrul Tekkesi Şadırvanı (sülüs)
Kaynak: Esra Vatansever, Hattat Abdülfettah Efendi'nin Taşa Mahkuk eserleri, MÜ, Yüksek Lisans Tezi.
İslam Ansiklopedisi M. Uğur Derman
Aslen Rum olan Abdülfettah Efendi Sakız adasında doğdu. Hüsrev Paşa tarafından satın alınarak İstanbul’a getirildi ve müslüman oldu. Burada iyi bir tahsil gördü. Paşanın seraskerliği zamanında Dâire-i Askeriyye’de bazı zâbitlerden ders alarak yetişti ve bu sırada hüsnühat öğrendi. Sülüs-nesihte hocası Hâfız Mustafa Şâkir Efendi’den 1832’de icâzet alan Abdülfettah Efendi, ta‘lik hattını da Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’den meşkederek 1847’de ondan da icâzet aldı. Diğer yazı nevilerini ise kimden meşkettiği belli değildir.
1831’de paşanın hususi kâtibi oldu. Bu sırada sıbyan alayı ve tabur kâtiplerine yazı öğretti. Hüsrev Paşa sadrazamlığa getirilince Sadâret Kalemi’ne girdi. İstanbul’da vakıf kaymakamlığı yaptı. Daha sonra Sivas, Amasya ve Aydın’da evkaf müdürlüğü, Saruhan, Kastamonu ve Selânik’te mal müdürlüğü yaptı; ayrıca Kastamonu ve Selânik’teyken vali vekilliğinde bulundu. 1858’den itibaren İstanbul’da Darphâne’de “ser-sikkekenlik” (para ve madalya kalıpları hakkedenlerin reisliği) vazifesine getirildi. O yıllarda çıkartılan kâğıt paraların kalıplarının hazırlanmasında da çalıştı. 1860’da para basım tekniklerinde ihtisas yapmak üzere Viyana ve Paris’e gönderildi. Ayrıca Osmanlı Devleti’nde üst derecede vazifeler gördü ve bu sayede çeşitli nişanlar aldı. 16 Ekim 1896’da Vaniköy’deki yalısında vefat etti. Kabri Sultan II. Mahmud Türbesi hazîresindedir.
Abdülfettah Efendi hattın daha ziyade celî şekliyle eserler vermiştir. Celî-sülüs ve tuğrada benimsediği tavır, Mustafa Râkım’ın açtığı çığırdır. Fakat Mahmud Celâleddin yolundan hoşlanan Sultan Abdülmecid’in saltanatında o “şive”de celî-sülüs levhaları da görülür. Celî-ta‘lik hattında Yesârîzâde’nin yolunu takip etmekle beraber, bazan İran tavrı ta‘lik hattının celî şeklini benimsediği de olmuştur (meselâ Bursa Ulucamii’nin iki yan kapı üstlerindeki levhaları). Halbuki Yesârî’den sonra bu yol Osmanlı hattatlarınca tamamen terkedilmiştir.
Abdülfettah Efendi, Sultan II. Mahmud’dan Sultan II. Abdülhamid’e kadar beş padişah devrinde eserleri görülen ve takdir edilen velûd bir hattattır. İstanbul (Süleymaniye, Beyazıt, Yıldız Hamidiye, Ertuğrul, Aksaray Vâlide, Altunizade camileri, Fâtih Türbesi, Topkapı Sarayı Bâb-ı Hümâyun’u, Beylerbeyi Sarayı ve birkaç çeşme), Bursa (Ulucami’de çifte “Allah Hû” levhasıyla bunun yanında asılı bulunan, bu levhayı yazdığı sırada kullandığı kendi icadı olan ve bir defasında yazarken de Sultan Abdülmecid’in takdirle seyrettiği, ağaçtan yapılma büyükçe celî kalemi), Edirne, Kastamonu (Şâbân-ı Velî Türbesi), Şam, Girit gibi Osmanlı şehirlerinde levha ve taşa kazılmış kitâbeleri, pûşîde (örtü) ve perde üstüne işlenmiş celî yazıları ve tuğraları mevcutsa da bir kısmının bugünkü durumu bilinmemektedir. Ayrıca, ser-sikkeken olarak Osmanlı altın ve gümüş para, nişan ve madalyonlarının, kâğıt paraların kalıplarının hakkedilmesinde ve imalinde büyük emeği geçmiştir. Süleymaniye Camii’ndeki celî-sülüs yazılar da Abdülfettah Efendi’nin eseridir.
BİBLİYOGRAFYA
Habîb, Hatt u Hattâtân, İstanbul 1306, s. 180; Sicill-i Osmânî, IV, 862; İbnülemin, Son Hattatlar, İstanbul 1955, s. 24-28; Hattat Necmeddin Okyay’ın neşre hazır Hâtırât’ı (U. Derman Özel Kütüphanesi); R. Ekrem Koçu, “Abdulfettah Efendi”, İst.A, I, 80-81.