Hâfız Halîl Efendi
HalebîŞeyh Hamdullah Aklâm-ı Sitte Ekolü
Sanatkâr Hakkında
Halepli olup medrese
eğitimi almak üzere gittiği İstanbul’da yazıya ilgi duyarak, Seyyid Hasan
Hâşimî Efendi’nin telkiniyle Ramazân bin İsmâ’il’e
şâkird oldu. İcâzetini aldıkdan sonra özellikle nesih ve gubârîde uzmanlaşmış
olan Hâfız Halîl Efendi H. 1115/M. 1703 yılında vefât ederek, ömrü boyunca
oturduğu Kulaksız’da defnedilmiştir.
Hocaları
Talebeleri
Ketebe.org İsmail Orman
Bir mecliste, Suyolcuzâde
Mustafa Efendi hakkında, “Âsâr-ı kalemi biraz mürekkeblicedir!” dediği, bunun
da üstâdın kulağına gittiği, kendisini ziyâret ettiğinde bir değnek ile Halîl
Efendi'yi dövdüğü mervîdir. Bununla birlikte hat san‘atındaki bilgisi ve
görgüsünün fevkalade olduğu nakledilmektedir.
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin
Halebî’dir. Dârü’l-husûl İstanbul’a vusûl ve Kasımpaşa’da bir menzil-i ârâma duhûl ve hem-şehri Hasan-ı Hâşimî delâletiyle üstâd-ı âlî-şân Ramazân Efendi’den hüsn-i hatt-ı sülüs ü neshte temeşşuk ve izn-i âdileriyle şeref-yâb-ı tefevvuk oldu. Sülüsten ziyâde hatt-ı neshe rağbet ü ri’âyet ve ahyânen kavse-i decâce ile dahi kitabetleri şöhret bulmuştur, lâkin sâhib-i Devha inkâr eder. Suyolcuzâde Mustafâ Efendi merhûm dahi eski ve kütüklü üstâdlardan olmakla hâfız-ı merhûm ziyaretine vardıkte te’dîb-i çûb buyurduğu derece-i durûbdadır. O ehl-i hullet, “zahir” (1115) târihinde terk-i kitâbet-i hayât ve hânesi kurbünde Kulaksız ta’bîr olunan mahalde vâki câmi’ mukabilinde takbîr-i türbet eyledikleri gûş-zed-i abd-i fakirdir.