Mehmed Haşim Efendi
Sanatkâr Hakkında
Aslen Çerkes olup küçük yaşta Hattat Mustafa Râkım
Efendi’nin hânesine giren gılmândandır. Zekâsı ve yeteneği ile dikkati
çektiğinden Râkım Efendi tarafından mânevî evlâd addedilerek eğitimine itinâ
edilmiş, hatta bizzât kendisi tarafından hüsn-i hat dersleri verilmiştir.
Yazıda terâkkî gösterince, hâmisinin delaletiyle Sikke-i Hümâyûn ressamlığına
ta’yin edildi. Zamanla hâcegân rütbesi tevcîh olunduğu gibi, Darbhâne-i Â’mire
ser-sikkekenliğine terfi etti.
Hüsn-i hattaki kudreti sâyesinde Sultan Mahmud tarafından,
Ravzâ-i Mutahhara’nın tecdid olunan kisve-i şerîfesinin yazılarını yazmağa
me’mur edildiği gibi, yapılan kisve-i şerîfeyi H. 24 Şa’bân 1253/M. 23 Kasım
1837’de İstanbul’dan hareketle kutsal topraklara götürdü. Hac vazîfesini de ifâ
ettikten sonra H. 1 Cumade’l-âhire 1254/M. 22 Ağustos 1838’de eski kisve ile
beraber geri döndü.
Mustafa Râkım’ın son yıllarında felç geçirmesi üzerine, Nusretiye Cami’nin kuşak yazılarının tamamlanmasında, Mehmed Şâkir Recâ’î Efendi ile birlikte hocasına yardım etmiş olan Mehmed Hâşim Efendi’nin, üstâdının türbesindeki yazıları da kaleme aldığı sanılmaktadır. Ayrıca Sultan Mahmud Hân-ı Sânî Türbesi’nin yazılarını da tersîm ve tahrîr etmiş, türbenin, H. 15 Şa’bân 1256/M. 12 Kasım 1840 tarihindeki Sultan Abdülmecîd’in huzurunda gerçekleştirilen küşâdında yüklü bir atiyyeye nâ’il olmuştur. H. 22 Cumade’l-âhire 1261/M. 29 Haziran 1845 tarihinde vefât ederek, üstâdının Zincirlikuyu’daki türbesine defnedilmiştir.
Hocaları
Talebeleri
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Üstâdı onu Koska’da bir aileye içgüvey verdi. Geceleri
uşağının çekdiği fener ile Râkım’ın – Üniversite Merkez Binası civârındaki
ilk mekteb arsasında kā’in – konağına gelir,
suhbetinden istifâde ederdi.
29 Haziran 1845[22
Cumade’l-âhire 1261]’de vefât etdi.[1] Üstâdının
Zincirlikuyu’daki türbesine defnedildi. Kabrinin kitâbesi:
Yâ Hû!
Hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûn’dan, cânib-i Darbhâne-i Ma’mûre’de
sikke-i hümâyûn-ı şâhâne ressamı merhûm ve mağfûr el-muhtâc âlî rahmet-i
rabbehü’l-mağfûr el-Hac Mehmed Hâşim Efendi rûhiyçün
el-Fâtihâ. 22 C(umade’l-)a(hire) 1261.[2]
Uzun boylu, kara sakallı ve zayıf idi. Sülüs, nesih, sülüs celîsinde ve tuğrakeşlikde kudreti bâhir ve Râkım’ın şâkirdliğine lâyık bir hattat-ı mâhirdir.
[1] Habib,
sihâm-ı sehvi Hâşim’e de atub “Mustafa Râkım’ın birâderidir. 1295[!]’de vefât etdi.” der.
[2] Vefât
târihine ait bir kayıt ve bir ifâde, benim bildiğime tevâfuk etmediğinden def-i
şüphe içün – haste olduğum hâlde –
kabrine giderek târihi okudum. Bildiğim târihin doğru olduğunu gördüm. Râkım’ın
yanındaki kabri, üstü açık, müzeyyen mermer sandukalı ve iki sütunludur. Ön
sütunun başında Sultan Mahmud zemanına ait püsküllü büyük fes vardır. Kitâbe,
güzel kalın sülüsle yazılmışdır.