Mehmed Râsim Efendi
EnderûnîSanatkâr Hakkında
Hoca Osmân Efendi’nin oğlu olarak H. 12 Rebi’ü’l-evvel 1260/M. 1 Nisan 1844 tarihinde İstanbul’da Kapıağası Mahâllesi’nde doğdu. Akbıyık’taki sıbyân mektebini bitirdikten sonra, Ayasofya Cami’nde Arapça, Farsça, sarf ve nahv dersleri aldı. Kilâr-ı Hümâyûn Odası hocası Osmân Efendi’nin dersinden, irâde-i seniyye ile Hırka-i Sa’adet Dâiresi’nde düzenlenen cemiyet huzurunda ilmiye icâzet aldığı gibi, ihsâna dahi nâil oldu. Bunun hemen akabinde, H. 6 Şa’bân 1272/M. 12 Nisan 1856 tarihinde Enderûn-ı Hümâyûn hademeliğine alındı.
Nice zaman hizmetten sonra Enderûn-ı Hümâyûn Mektebi Arapça muallimi ve ardından hâfız-ı kütûb olup H. 11 Cum‘ade’l-âhire 1296/M. 1 Haziran 1879 tarihinde Hırka-i Sa’adet Dâiresi hademeliğine nakledildi. Rütbe-i sâliseye mâlik iken H. 1320/M. 1902'de rütbe-i sânîye ile Kaftan Ağalığı’na terfi etti. Bu esnada Sûrre-i Hümâyûn ile Hicaz’a gitti. Döndükten sonra Hasoda Baş-eskiliği’ne tayin edildi. Rütbe-i sâniye sınıf-ı mütemâyizi ve Gümüş İmtiyâz Madalyası ile üçüncü rütbeden Mecîdî Nişanı’na mâlik iken saltanâtın lağvı üzerine tekaüde sevkedildi. 1930'da vefat etti.
Eserleri
Hocaları
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar
Sülüs ve nesih yazardı. Fekat ileri gelen hattatlardan değildi. Mütedeyyin, sükûtî, merdüm-güriz zâtdı. Senelerce yazları Yakacık’da oturduğu hâlde sokaklarda tesâdüf etdikçe aşinâlık göstermezdi.
Kimsenin meşrebine dahl etme
Herkesin kalbini Allah bilir
Oğlu Topkapu Sarayı baş-kâtibi Reşâd Bey – babasının vefâtından bir müddet evvel – Yakacık’daki sayfiyeden eşyayı toplayub arabaya koymuş, kendi de üstüne binmiş, Kartal’a gelirken araba devrilüb yakındaki kuyuya düşmüş, vefât etmişdir.
Ketebe.org İsmail Orman
İbnülemin’in sülüs ve nesihte orta karar hattatlardan olduğunu beyân ettiği Mehmed Râsim Efendi’nin, “Enderûnî” künyesiyle imzalamış olduğu celî ta’lik levhâsı, bu kalemde de vasatı aşamamış olduğuna delâlet etmektedir. Hatt-ı ta’liki muhtemelen Enderûn-ı Hümâyûn’daki mesâ’îsi esnâsında, Topkapı Sarayı’nın hatt-ı ta’lik mu‘allimi Mehmed Bâhir Efendi’den öğrenmişti. Sülüs ve nesihi kimden meşketmiş olduğu ise malum değildir.