Parsazâde Abdülbâkî Efendi
Sanatkâr Hakkında
Parsa Mehmed Sâbir Efendi'nin oğlu olarak, babasının kadı olarak görev yapmakta olduğu Gelibolu’da doğdu. Husûsî muallimlerden ilim tahsîl ettiği gibi, o sıralarda Gelibolu Muhâfızı olan Mehmed Bahrî Paşa’dan ta’lik meşkederek icâzet aldı. Daha sonra İstanbul’a giderek medreseye girdi.
Mezun olduktan sonra bâ-imtihân müderris olarak, senelerce ilim tedrisi ile meşgûl oldu. Yaşlılığında Şam Mollası olarak ilmiyye kadrosuna geçti. Buradaki müddetini doldurduktan sonra İstanbul’a döndü. Kısa bir hastalığın ardından H. 1146/M. 1733-1734 senesinde vefât etti. Müntesiblerinden olduğu Emîr Buhârî Tekkesi’nde medfûndur.
Şikeste ve hurde ta’likte zamanın mümtâz sîmâlarından olan Parsazâde Abdülbâkî Efendi’nin bu aklam ile mütenevvi resâ’il kaleme aldığı bilinmekte ise de, nüshâsına tesâdüf edilememiştir.
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin
Kendileri “Yek rûze cehd kim ve hâki bili and” mefhûmunca Bahrî Mehmed Paşa’dan hüsn-i hatt-ı ta’lîki kemâle reşide ve hürde vü şikest hatları güzide bir vücûd-ı pesendîde olmuştur. Yoluyla şâm kazasından ma’zûlen İstanbul’da “huzûr-ı kalb” (1146) târihinde rıhlet ve Emir Buhârî dâiresinde defin-i türbet oldu. Dervîş-nihâd, pâk-i’tikâd, üstâd-ı vâlâ-nijâd idi.