Tophaneli Mehmed Mahmud Efendi
Şeyh Hamdullah Aklâm-ı Sitte Ekolü
Fotoğraflar
Sanatkâr Hakkında
1590’lı yıllarda doğdu. Gençliğinde Târikat-ı Nakşibendiye’den Cihângirî Şeyh Hasan Efendi’nin hizmetine girerek, tekmîl-i sülûk eyledi. Ayrıca tekkesinin ser-zâkirliğini de ifâ etti. Rivâyete göre, bir Kadir Gecesi gördüğü rûyânın etkisiyle hüsn-i hatta yönelerek, Hâfız İmâm Mehmed Efendi’den sülüs ve nesih, Derviş Abdî’den de ta’lik meşketmeye başladı ve her iki kalemde de kısa zamanda terâkki göstererek icâzet almaya hak kazandı.
Bilhassa Şeyh Hamdullah tarzı aklâm-ı sittede emsâlsiz bir hattat hâline gelen Tophânevî Mahmud Efendi, hüsn-i hattaki kudretinin şâyi olması üzerine Enderûn-ı Hümâyûn’a hat muallimi olup vefâtına değin görev yaptı. Bu esnâda Sultan 4. Murâd'ın emriyle inşâ edilen Bağdat Köşkü’nün yazılarını yazmaya memur edildi. Ayrıca Sultan 4. Mehmed'in cülûsunda Şeyh Hamdullah’ı taklîden bir mushâf-ı şerîf istinsâh edip hediye edince, sultanın teveccühünü kazandığı ve bir müddet sonra sır-kâtibliğine tayin edildiği de bilinmektedir. 80 yaşını aşmış olduğu hâlde H. 1080/M. 1669-1670 yılında vefât ettiği bilinmekteyse de, medfeni malum değildir.
Eserleri
Hocaları
Talebeleri
Ketebe.org İsmail Orman
Hüsn-i hattın dekayıkına bî-hakkın vâkıf hattâtînden olmakla birlikte, bildiklerini saklamağa itinâ ettiği için eleştirilmiş olan Tophânevî Mahmud Efendi’nin, yazı tashîh etmekte de son derece mâhir olduğu bilinmektedir. Nitekim bir ahbâbının, buna istinâden yapmış olduğu “Bazıları sizin için hattı yapar diyorlar!” şeklindeki latîfesine, “Bozar demesinler de, yapar desinler! zararı yokdur.” diye cevap verdiği mervîdir.
Musıkîye aşinâ olup “Nûrî” mahlâsı ile kaleme aldığı eş‘arı dahi bulunan Tophânevî Mahmud Efendi’nin, hatt-ı ta’likte de zamanının önde gelen hattatlarından biri olduğuna, hâlen Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi’nde bulunan H. 1034/M. 1624-1625 tarihli Dîvân-ı Nâdirî adlı eser delîldir(R. 774)
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin
Tophaneli demekle ma’rûftur. Evâ’il-i hâlinde Cihangiri Şeyh Hasan merhûmun ser-zâkirânı idi. Bir leyle-i kadrde ba’zı âsâr-ı rabbâniyye şühûduyla şeref-yâb oldukta Şeyh Hamdullah gibi sülüs ü nesh ve İmâdâne hatt-ı ta’lîk tahsilini niyâz-mend-i der-gâh-ı rabbü’l-âlemîn olmağın eser-i icabetini kariben müşâhede edip sâhib-i nâm Hâfız Mehmed-i İmâm’dan sülüs ü neshi tahkik ve Derviş Abdi’den tekmîl-i ta’lîk eylemiştir. Ba’dehu Enderûn-ı Hümâyûn’a duhûl eylemişti. Şeyh merhûmun hatt-ı latifiyle hazîne-i hümâyûnda mahfuz olan mushaf-ı şeriften bâ-taklîd bir mushaf-ı şerif kitâbet ü itmam ve hediyye-i pâdişâh eyledikte kâtibü’s-sırr-ı sultanî hidmetiyle be-kâm olmuştu. Ketebesini onun için “Kâtibü’s-sırr-ı sultanî” vaz’ edip ve “Semiyy-i Muhammed-i Mahmûd” dahi yazar. Bir nân-pâre ile çerâğ olup seksen yaşını mütecaviz iken “âşık-ı hat” (1080) târihi hudûdunda rütbe-i hayâttan münhat oldu.