Derviş Abdî
MevlevîFotoğraflar
Sanatkâr Hakkında
Asıl adı Abdullah olup Buhâra’da doğmuştur. Daha sonra Anadolu’ya göçüp Nakşibendî dervişânından olmuş, sülûkunu tamamlamak için oradan da İsfâhan’a gitmiştir. Bu arada İmâdü'l-hasenî’den ta'lik meşketmiştir. Daha sonra tekrar Anadolu’ya geçerek Konya Mevlevîhânesi’nde çile çıkarmış, ardından da İstanbul’a giderek Yenikapı Mevlevîhânesi’nde yeniden inzivâya çekilmiştir. Mevlevîliğe mahsus çilesini tamamladıktan sonra tekrar İran’a gitmiş, ancak hocası İmâdü'l-hasenî’nin bir entrika ile katledildiğini öğrenince İstanbul’a geri dönerek, Beykoz’da bir tekkeye yerleşmiştir. Burada talebeye ders vermekle ve tâlip olanlara Kur‘an-ı Kerîm ve Mesnevî-i Şerîf tahrîr etmekle meşgûl olan Derviş Abdî, yazıdaki mahareti sayesinde devrin ileri gelenlerinin himayesini görmüş, Sultan 4. Murâd tarafından Mısır Gümrüğü’nden sağlanan günlük kırk akçe yevmiye tahsisatı sayesinde de ömrünün son yıllarını Medine’de geçirmiştir. H. 1057/M. 1647 yılında orada vefât etmiş ve Cennetü’l-bâkî’ye defnedilmiştir.
Hocaları
Talebeleri
Ketebe.org İsmail Orman
Türk tarzı ta'lik hattının gelişiminde önemli bir yere sahip olan Derviş Abdi, çoğu araştırmacı tarafından ta'lik silsilesinin başına yerleştirilmiştir. Öte yandan İran'a ikinci gidişinde, hocasının katledilmeden önce kendisine vasiyet olarak bıraktığı yazı altlığına gizlenmiş, "altlık kıt'aları" olarak adlandırılan on kıt'a yazının, bu gelişimde önemli bir payı olduğu rivayet edilir.
Sadrâzâm Hâfız Ahmed Paşa’nın isteği üzerine istinsâh ettiği Şehnâme-i Firdevsî’yi halefi Tabanıyassı Mehmed Paşa’ya takdîm eden ve fevkalade beğenilmesi üzerine büyük bir iltifât ile beraber 1000 altın atiyyeye nâil olan Derviş Abdî, Sultan 4. Murâd'dan da himâye görmüştür.