Mehmed Zekî Dedeefendi
نبذة عن الفنان
Bursa’da Kassam-ı Askerî Kalemi müstahdemlerinden Mehmed Refîk Efendi’nin oğlu olarak H. 1227/M. 1821 senesinde doğdu. İyi bir tahsilin ardından Mahkeme-i Şer‘iyye Kitâbeti’ne hulefa oldu. Bu esnada Bursa Mevlevîhânesi şeyhi Mehmed Dede’ye intisâb edip çile çıkardıktan sonra hilafete na’il oldu. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra da Bâb-ı Zemîn Cami’nin imâmetine tayin edildi. Bursa’yı yerle bir eden H. 1271/M. 1855'teki büyük zelzeleden sonra, Sa’di Tekkesi civarındaki evini satıp İstanbul’a hicret etti.
İstanbul'da Yusuf Kâmil Paşa’nın himayesine girerek konağında tahsis olunan odada küberâya Mesnevî-i Şerif tedrisiyle meşgul olmaya başladı. Ayrıca paşanın kütüphânesine hâfız-ı kütûb olup arzu ettiği kitap ve levhâları tahrir ederdi. Yine onun delaletiyle bir müddet sonra Fetvâhâne’ye ta’lik mu‘allimi oldu. H. 1291/M. 1874 senesinde Üsküdar Mevlevîhânesi meşihâtine ta’yin olunan Mehmed Zekî Dedeefendi, cumartesi günleri orada ve Ramazân-ı Şerîf’de bazı camilerde Mesnevî-i Şerif tedris ederdi. Bu hâl üzere iken H. 9 Safer 1299/M. 31 Aralık 1881 tarihinde vefât etti. Üsküdar Mevlevîhânesi’nin hazîresine defnolundu.
Hemşehrîlerinden Askerî Tekā’üt Sandığı nüzzârından Senih Efendi vefatına şu tarihi düşmüştür: Terk-i fânî eyledi târihini söyle Senih
Tekke-i bâkîye nakletdi Zekî-i Mevlevî
الأساتذة
التلامذة
Ketebe.org İsmail Orman
İran tarzında ta’lik hattının son devrideki en önemli isimlerinden biri olan Mehmed Zekî Dedeefendi, Uğur Derman’ınn naklettiğine göre, hatt-ı ta’liki Sâhib-i Kalem nâmı ile ma’ruf Mirzâ Aka Afşâr’dan öğrenmiştir.
Osmân Gâzî Türbesi’nin tamirini takiben kapı balasına asılan Şâ’ir Nevres’in yazdığı tarihi ile Mısır Vâlisi Mehmed Alî Paşa’nın oğlu “Küçük” Mehmed Alî Paşa’nın H. 1277/M. 1860-1861 tarihli mezartaşı kitâbesi ve Senih Efendi’nin H. 10 Muhârrem 1278/M. 18 Temmuz 1861 tarihinde taşbasma basılan mersiyesinin yazısı Mehmed Zeki Dedeefendi’nin eser-i kalemidir. Ta’likle bir hayli Mesnevi-i Şerif istinsah etmiş olduğu menkul ise de, herhangi bir nüshasına tesadüf edilmemiştir. Yine ta’likle yazdığı Bayburdlu Zihnî’nin Hikâye-i Garibe adlı eseri İbnülemin’in nezdinde mahfuz iken, şimdilerde istanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.