Ak Molla Ömer Efendi
Hafız Osman Aklâm-ı Sitte Ekolü
Sanatkâr Hakkında
Müderris Fahreddin Yahyâ - Tuhfe'ye göre Abdurrahman - Efendi’nin ğlu olarak İstanbul'da doğdu. İlk eğitimini babasından aldıktan sonra medrese tahsili görüp imtihanla müderris oldu. Hayli zaman müderrislik yaptıktan sonra ilmiyeye geçerek taşra kadılıklarında görev aldı. Bu nedenle “Ak Molla” lâkabıyla anılmaya başlanda. Emekliye sevkedildikten sonra İstanbul’a dönerek Hattat Hocazâde Seyyid Ahmed Efendi’nin Eyüp’teki evini satın alarak, yazı çalışmalarına ağırlık verdi. Bir yandan da talebeye meşk vermekte iken H. 1191/M. 1777 senesinde vefât ederek Eyüp’teki Murâd Molla Tekkesi’ne defnedildi.
Hocaları
Talebeleri
Ketebe.org İsmail Orman
Nakşibendî şeyhlerinden Alî Sırrî Efendi’ye bağlanarak hilâlet almış olan Ak Molla Ömer Efendi'nin, Murad Molla Tekkesi'nin müdavimlerinden olduğu ve târikat yolunda bir hayli mesâfe katettiği bilinmektedir. Ayrıca “Murâdî” mahlâsı ile yazdığı şiirleri vardır. Musikî ile de alakadâr olduğu, hatta vaktinin meşhur nâyzenleri arasında olduğu nakledilmektedir.
Asıl şöhretini kazanmış olduğu hüsn-i hat sahasına, medrese tahsîli gördüğü eyyâmda İsmâ‘il Zühdî Ağa’dan sülüs ve nesih meşkederek girmiş olan Ak Molla Ömer Efendi, hocasının vefâtı üzerine icâzetini Kâtibzâde Mustafa Efendi’den almıştı. Bundan sonra hüsn-i hatla olan alakasını vefâtına değin kesmemiş ve nice âsâr-ı bedi’a vücûda getirmişse de, Eyüp Sultan Cami hazîresindeki “Kelime-i Tevhîd” kitâbesi dışında bir eserine tesâdüf edilememiştir.
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin
Pederi müderrisinden idi. Kendileri kuzâttandır. Neyzen Ak Mollâ demekle ariftir. Şeyh Murâd dâ’iresine mürîd olduğunu iş’âr u işâ’at için nisbet-i mezbûreyi ittihâz eylemiştir. Hüsn-i hatt-ı sülüs ü neshi Kâtibzâde Mustafâ Efendi’den temeşşuk ile icâzet almıştır. Hattât Hâcezâde Seyyid Ahmed’in hânesini temellük edip onda ârâm üzeredir. Vâkı’â
Sâzıdur kâr-ı ferah sûz-ı dili kavl-i hasen
Hâriç ez-dâ’ire sanma negamât-ı neyi sen
me’âlinden âşinâ ve bu fende peyrevi olmayan irfândandır. “Hamûş-ı Murâd” (1191) târihinde gurre-i Safer’de şeyh-i mezbûr dâ’iresine karîb pederi kabrine defnolundu.