Aziz Rıfâî
Mehmed Abdülaziz Aktuğ, Şeyh Mehmed Abdülazîzü’l-rıfâ’Fotoğraflar
Sanatkâr Hakkında
İmâm Mehmed Abdülhamîd Efendi'nin oğlu olarak H. 1288/M. 1871’de Trabzon Maçka’da doğmuştur. 93 Harbi'nden sonra ailesi ile beraber göç ederek Kâğıthâne’ye yerleşti. Eyüp’teki Şâh Sultan Mektebi’ne devam ettiği esnâda hüsn-i hatta başladı. Daha sonra hocasının tavsiyesi üzerine Karinâbâdî Hasan Hüsnî Efendi’den ta’lik ve Bakkal Ârif Efendi’den de sülüs ve nesih meşketmeye başladı. H. 1312/M. 1894’te ta’likten, H. 26 Receb 1314/M. 31 Aralık 1896 tarihinde de sülüs ve nesihten icâzet aldı. Ayrıca aynı sene içinde Reisü’l-hattâtîn Muhsinzâde Abdullah Bey’den de celi sülüsten icâzet aldığı bilinmektedir. Emvâl-i Eytâm İdâresi Kitâbeti'nde başladığı Bâb-ı Meşihât’te, 1903'te Mektûbî Kalemi Kitâbeti’ne nakledildi. Bu arada Şehrî Ahmed Efendi’den icâzet-i ilmiye aldığı gibi, Rıfâ’î şeyhlerinden Ken‘an Bey’den de H. 1326/M. 1908’da hilâfet aldı. Bu arada Bâb-ı Meşihât Ma’rûzât-ı Mühimme Kitâbeti’ne terfi’ ettiği gibi, ilâve olarak Medresetü’l-kuzât ve Mahmudiye Merkez Rüşdî Mektebi’nin hüsn-i hat muallimliği de kendisine verildi. Tilmizlerinden Ürgüblü Hayrî Efendi’nin meşihâtında Da’ire-i Meşihât görevlilerine ta’lik meşketmeye memur edildi. Mısır Nakîbü’l-eşrâfı Muhammed Alî Biblâvî’nin tavsiyesi üzerine, Kral Fu’ad’a bir Kur’an-ı Kerîm yazmak üzere H. 1341/M. 1922’de Kahire’ye gitti. Bu işle meşgûl olduğu esnâda Mısır Hükûmeti’nin talebi üzerine Halîl Ağa Medresesi bünyesinde “Medresetü Tahsîni’l-hutûti’l-melîkiyye” namıyla bir meşkhâne açtı. 1923 senesi başlarında Şeyh Sâlih Medresesi’nde yeni bir meşkhane tesis etti. Kral Fuad için yazdığı mushâf-ı şerîfin tezhibini yapmakta iken, Türkiye’de Hilâfet’in lağvedilmesi üzerine 15 Mısır Lirası maaşla kurduğu meşkhânelerin müdürlük ve meşk muallimliği vazifesi ile Mısır’da kaldı. İslamiyet’in en önemli ilim merkezlerinden biri olan Kahire’de onbir sene boyunca hat ve tezhip dersleri verdi. Ancak sıcak hava sıhhatini olumsuz etkilediğinden, tekaüdünü isteyerek 1933’te İstanbul’a döndü. Son günlerini Fâtih, Çarşamba’da satın aldığı evde geçirdikten sonra H. 5 Cumâde’l-ûlâ 1353/M. 16 Ağustos 1934 tarihinde vefât etti. Edirnekapısı Kabristânı’nda medfûndur.
Eserleri
-
SülüsH. 1315 / M. 1897-1898
-
Nesih, Sülüs
-
Celi SülüsH. 1335 / M. 1916-1917
-
Celi SülüsH. 1338 / M. 1919-1920
-
Nesih, Celi SülüsH. 1346 / M. 1927-1928
-
Celi SülüsH. 1326 / M. 1908-1909
-
Ta’lîkH. 1320 / M. 1902-1903
-
Celi TalikH. 1340 / M. 1921-1922
-
Hatt-ı İcazeH. 1343 / M. 1924-1925
-
Nesih, Sülüs, Hatt-ı İcaze, Ta’lîk
-
H. 1325 / M. 1907-1908
-
Celi SülüsH. 1334 / M. 1915-1916
-
Celi TalikH. 1342 / M. 1923-1924
Hocaları
Talebeleri
Ketebe.org İsmail Orman
Oniki kalemde fevkalade kudrete sahip olan Azîz Rıfâ’î’nin, aynı zamanda seri’ü’l-kalem bir hattat olduğuna, neredeyse tüm İslam coğrafyasına dağılmış durumdaki âsârı delîl olup Cemâleddin Server Revnakoğlu da “rık‘a yazar gibi sür‘atle sülüs, nesih ve ta’lik yazdığını” nakletmektedir. Bilhassa celî sülüsle müsennâ tertîb ve terkîblerle ziyâdesiyle meşgul olan Azîz Rufâ’î, Şevkî Efendi tarzında kendine mahsus bir şive kattığı hüsn-i hattı ile Türk hat san‘atında mümtâz bir mevki elde etmiştir.
Ayrıca tuğra tersîminde de mahâret-i kâmileye hâ’iz olduğu menkûldür. Hatta uzun müddet hânesine devam ederek sülüs ve ta’lik celîlerinde müstefiz olduğu Sâmî Efendi’nin, kendisinden sonra Dîvân-ı Hümâyûn’da tuğrakeşlik vazîfesi için onu tavsiye ve ısrâr ettiği, ancak Bâb-ı Meşihât’taki hizmetinden ayrılmak istemediği için reddettiği hikaye edilmektedir.
Mustafa Râkım Efendi’nin izinden gittiği hat sanatına yüzlerce eser kazandırmış olan Azîz Rıfâ’î’nin iki büyük koleksiyonu Topkapı Sarayı Müzesi’nde ve Kubbealtı Kültür ve Sanat Vakfı’nda bulunmaktadır. Ayrıca şeyhinin Unkapanı’ndaki dergâhında hilyesi, Bursa’daki Ulu Cami’de ta’lik ve celî sülüs, Sünbül Efendi Türbesi’nde de ta’lik levhâları vardır.
Ayrıca ilk devresinde “Abdü’l-azîz Eyyubî” imzalı yazılarına ve “Azîz” imzasıyla kaleme aldığı çok sayıda mezartaşı kitabesi rastlanmaktadır. Ka’be-i Mu’azzama’nın H. 1331/M. 1913 senesinde imal olunan kisve-i şerifesinin bazı kısımlarındaki yazılar da ona aittir.
Tezhip sanatında da mahâret sahibi olduğu ve yazılarının bozulmaması ve bir kenara atılmaması için tezhîbini de yaptığı nakledilmektedir.
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Oniki[1] mushâf yazmışdır. Bunlardan biri, esbâk Afganistan Emîri’nde [Amanullah Hân’ın babası], biri Mısır krallığı hazinesinde, biri Hıdîv Abbas Hilmî Paşa’nın vâlidesindedir. Mushâflardan biri Mısır’da basdırılmışdır. Bir mushâf da ailesindedir. Diğerlerinin hangi ellerde bulunduğu ma’lûm değildir.
Râkım merhûmun, hutut-ı mütenevvi’â ile yazdığı hilye tarzında ve ta’lik ve müsennâ ilâvesile üç büyük hilye resmetmişdir ki, biri Topkapu Sarayı Müzesi’nde, ikisi ailesindedir. Bursa’da Ulu Cami’de biri ta’lik, diğeri sülüs celîsi levhâları vardır. Mısır’da yirmiden fazla sülüs, nesih ve ta’lik meşk mecmu’ası ve kalın ta’lik ile seksen sahife olarak 1352[1933]’de yazdığı Kâsîde-i Bühre yayınlanmışdır.
Oniki hatda aynı kudrete sahibdi. Tuğra da resmederdi. Dîvân-ı Hümâyûn’da tuğrakeşlik vazifesini kabûl etmesi içün Sâmî Efendi ısrar etmişse de Bâb-ı Meşihât’taki hıdmetinden ayrılmak istemediğinden kabûl eylemedi. Sür’atle yazardı. Celî istiflerle çok oğraşmışdır. Kalıblarından bir koleksiyon ailesindedir. Tezhibde de mehâreti vardı. Her isteyene bedelsiz verdiği yazıların bozulmaması, bir kenara atılmaması içün tezhib ederdi.
Evâ’ilde “Abdü’l-azîz Eyyubî”, evâsıtda “Azîz”, sonraları “eş-Şeyh Mehmed Abdü’l-azîzü’l-rûfâ’î” sûretinde imzalardı.
[1] Kayınbiraderi Mazhâr Bey, “Onbeş Kur’an-ı Kerîm yazmıştır. Onaltıncıyı bu sene [1926] yazmakdadır.” diyor.
Ketebe.org İsmail Orman
Mısır'da bulunduğu esnada, hattatlar için ders kitabı olarak el-Kurrâsetü’n-nuniyye adlı bir hat risâlesi neşretmiştir(Kahire-H. 1342/M. 1923). Bunun ardından yirmiden fazla sülüs, nesih ve ta’lik meşk mecmu’ası neşretmiş, ayrıca kalın ta’likle seksen sahife olarak tertiplediği Kâsîde-i Bür‘e'si de H. 1352/M. 1933’te yine Kahire’de yayınlanmıştır.
Şevkî Efendi tarzında yumuşak bir şiveye sahip olduğu nesih hattıyla yazmış olduğu mushaflarından en meşhuru Kral Fu’ad için bir sene zarfında tahrîr ve tezhîb eylediği nüshadır. Daha sonra bastırılmış olan bu Kur’an-ı Kerîm Mısır Hazînesi’nde muhafaza edilmekte iken, 1952 senesindeki ihtilâlde kaybolmuştur.
Ayrıca Hıdîv Abbas Hilmî Paşa’nın vâlidesi ile Afganistan Emîri Amânullah Hân’ın babası için de birer mushâf yazmış olduğu bilinen Azîz Rıfâ’î’nin, iki mushâfı da ailesinin nezdinde iken Kubbealtı Kültür ve Sanat Vakfı’na hediye edilmiştir. Ayrıca bir “Yasin Cüzü” ile Gavsiye-i Şeyh Abdülkadir Geylani adlı eseri görülmüştür.